AZİL HALİNDE AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMELERİNDE KARARLAŞTIRILAN CEZAİ ŞARTIN GEÇERLİLİĞİ

Cezai şart, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının varlığını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etmek imkânını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlali halinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir. Genel hükümler bu şekilde olmakla birlikte avukatlık sözleşmelerinde avukatın müvekkili tarafından azli halinde kararlaştırılmış olan cezai şartın geçerliliği hususu ayrı bir başlık altında incelenmelidir.

Vekâlet sözleşmeleri Borçlar Kanunu 502 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 512.maddeye göre; Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Avukat ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme de vekâlet sözleşmesi niteliğindedir. Ancak genel bir vekâlet sözleşmesinden farklı olarak Avukatlık Kanunu gereğince “ücret”, sözleşmenin zorunlu unsurudur. Avukat bu sözleşme ile hukuki yardımda bulunmayı, müvekkil ise yapılan hukuki yardım karşılığında bir ücret ödemeyi üstlenmektedir. Vekâlet sözleşmesi vekil ile müvekkil arasında güven unsuruna dayanan bir sözleşme olması nedeniyle taraflar dilediği zaman sözleşme ilişkisine son vermek hakkına sahiptir. Bu durumda sözleşme ilişkisi devam ederken vekil her zaman istifa edebileceği gibi müvekkil de onu her zaman azledebilir. İstifa ve azil hakkı tek taraflı ve karşı yana varması gereken irade beyanı ile kullanılır ve sözleşmeyi ileriye etkili olarak sona erdirdiği gibi azil ve istifa beyanı herhangi bir şekle bağlı değildir.

Avukatlık ücret sözleşmelerine avukatın azli halinde kararlaştırılan avukatlık ücreti haricinde ayrıca cezai şart ödeneceğine ilişkin hükümler koyulması halinde bu hükümlerin geçerliliği yargı kararlarına konu olmuştur. Yargıtay’a göre vekâlet sözleşmeleri karşılıklı güvene dayalı sözleşmeler olması nedeniyle Türk Borçlar Kanunu’nun 512. Maddesindeki emredici nitelikteki hüküm gereğince müvekkilin, vekilini azletmek hakkından, vekilin de istifa edebilmek hakkından önceden vazgeçmesi mümkün olmayıp bunun aksini öngören sözleşmeler geçersiz olduğu gibi, istifa ve azil hakkını zorlaştıran hükümler de geçersizdir. Cezai şarta ilişkin hükümlerin geçersiz olması sözleşmenin diğer hükümlerinin geçerliliğine bir halel getirmeyecek olup sözleşmelerin diğer hükümler bakımından yürürlükte olacağı ve taraflar açısından bağlayıcı olmaya devam edeceği ise tartışmasızdır.