Günümüz koşullarında oluşan ekonomik koşullar özellikle enflasyonun yükselmesi sonucu müvekkillerimizden en çok gelen danışmanlık konularından bir tanesi de mahkeme tarafından hükmedilen nafaka bedellerini nasıl arttırabilecekleri hakkındadır.
Nafaka yükümlülüğü devam ettiği sürece nafaka bedelinin değişen ekonomik koşullara veya tarafların gelir durumundaki değişikliklere göre güncel hale getirilmesi için nafaka artırım davası açılabilir. Davanın açılması için herhangi bir süre şartı bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun aradığı koşul ” tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği haller” olarak ifade edilmiştir. Nafaka bedelinin enflasyon karşısında erimesi nafaka hakkı sahibinin alım gücünü, yaşam standartlarını ciddi oranda etkilediği durumlar hakkaniyetin gerektirdiği hallerdendir.
Nafaka artırım davasını yoksulluk nafakası alan eş hem kendisi hem de iştirak nafakası alan çocukları için nafaka yükümlüsü eşe karşı açabilir. Taraflar güncel nafaka bedelini kendi aralarında kararlaştırabilirler. Ancak taraflar arasında bir anlaşma olmazsa mahkemeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında belirlenen kriterine göre artış yapmaktadır. Buna göre TÜİK’ in yayınladığı 12 aylık ÜFE ortalaması esas alınmaktadır.
Özellikle çocuklar için bağlanan iştirak nafakasının miktarı günümüz koşullarında hızlıca yetersiz kalmaktadır. Çocukların okul, kurs, spor, sağlık ve benzeri ihtiyaçları yaşlarıyla doğru orantılı olarak artmaktadır. Bu sebeple değişen hayat koşulları ve enflasyon gibi nedenlerle nafaka artırım davası açmak gerekir.
Anlaşmalı veya çekişmeli boşanmış olmak nafaka artırım davası açmak bakımından herhangi bir fark teşkil etmez. Taraflar nafaka konusunda anlaşarak bile boşanmış olsalar nafaka bedelinin yukarıda bahsettiğimiz sebeplerle güncellenmesi gerekebilir.
Nafaka artırım davasında kanunun aradığı kriterleri mahkemeye ispatlamak önemlidir. Davanın reddedilmemesi için süreci bir avukat aracılığı ile takip etmeniz oldukça önemlidir.
